Üsküdar, İstanbul
(D. 24 Temmuz 1886 – Ö. 30 Temmuz 1965)
Varlıklı bir tüccarın oğlu olarak Tokyo’nun Nihonbaşi bölgesinde dünyaya geldi. Üç erkek ve üç kız kardeşin en büyüğüydü ve rahat bir çocukluk dönemi geçirdi ama 1894’teki Tokyo depreminde büyüdüğü ev yıkıldı ki bu da ömür boyu sürecek bir deprem korkusuna yol açtı. Depremden sonra ailenin durumu gittikçe kötüleşmeye başladı ve Cuniçiro da başka bir evde yatılı öğretmenlik yapmak zorunda kaldı. Ekonomik problemlerine rağmen Hibiya Lisesi’ne ve sonra da 1908’de Tokyo İmparatorluk Üniv.nin Edebiyat bölümüne girdi ama üç yıl sonra öğrenim harcını ödeyemediği için okuldan ayrıldı.
Edebiyat kariyerine 1909’da bir dergide yayımlanan tek perdelik bir oyunla başladı. 1910’da yayımlanan Şisei adlı kısa öyküyle duyulur oldu. Öykü, vücuduna örümcek dövmesi yaptırdıktan sonra güzelliğini şeytanice kullanmaya başlayan bir kadınla ilgiliydi ve erotizm ile Sadomazoşizm öğeleri içeriyordu. Bu femme fatale teması Şonen, Himitsu ve Akuma gibi erken dönem eserlerinde de sık sık yer buldu. 1915’te evlendi ama bu mutsuz bir evlilikti ve 1920’nin ilk yıllarında eşi, yazar arkadaşı Sato Haruo’yla yakınlaştı. Bunun getirdiği psikolojik stres o dönemki bazı eserlerini etkiledi ve hem kendi hayatından hem de arkadaşlarının hayatından hareketle yazdığı eserler olsa da yazarın eserleri, aynı dönemden birçok Japon yazara göre otobiyografik olmaktan uzaktır.
Bilinirliği 1924-25 yıllarında yazdığı, sınıf, takıntı..