John Fowles'un "Büyücü" (The Magus) adlı romanı, varoluşsal bir bunalım ve zihinsel bir labirentin hikayesidir.

​Oxford mezunu genç Nicholas Urfe, Londra'daki hayatından sıkılıp kız arkadaşı Alison'ı geride bırakır.

​İngilizce öğretmeni olarak Yunanistan'ın ücra Phraxos adasına gider.

​Adada yalnızlık ve can sıkıntısı çekerken, gizemli ve zengin bir adam olan Maurice Conchis ile tanışır.

​Conchis, Nicholas'ı adanın diğer ucundaki lüks malikanesine davet eder.

​Nicholas, burada kendisini Conchis'in yönettiği tuhaf ve karmaşık bir "psikolojik tiyatronun" içinde bulur.

​Bu "oyun", Yunan mitolojisinden, Nazi işgalinden ve psikanalizden sahneler içerir.

​Nicholas, Lily (veya Julie) adında gizemli bir genç kadına aşık olur.

​Zamanla gerçeklik ile kurgu arasındaki çizgi tamamen bulanıklaşır.

​Conchis ve ekibi, Nicholas'ın ahlaki değerlerini, korkularını ve arzularını manipüle eder.

​Nicholas, kimin oyuncu, kimin gerçek olduğunu ve oyunun amacının ne olduğunu çözmeye çalışır.

​Roman boyunca Nicholas, "tanrı oyunu" (godgame) olarak adlandırılan bu deneyin bir piyonudur.

​Terk ettiği kız arkadaşı Alison'ın da bu karmaşık kurgunun bir parçası olabileceği ortaya çıkar.

​Nicholas, bu süreçte kendi benliği, seçimleri ve özgürlüğün ne olduğuyla yüzleşmek zorunda kalır.

​Roman, Nicholas'ın bu "büyücü" tarafından hem zihinsel hem de duygusal olarak parçalanışını ve yeniden doğuşunu anlatır.