Albert Camus'nün "Yabancı" (L'Étranger) romanı, Cezayir'de yaşayan Fransız Meursault'nun hikayesini anlatır.

​Roman, Meursault'nun annesinin ölüm haberini almasıyla başlar.

Annesinin cenazesine katılır ancak beklenen üzüntüyü göstermez.

Toplumun ondan beklediği duygusal tepkileri vermeyi reddeder.

Hayata karşı genel bir kayıtsızlık ve yabancılaşma içindedir.

Cenazeden kısa süre sonra kız arkadaşı Marie ile denize girer ve sinemaya gider.

Daha sonra bir arkadaşının (Raymond) meselesi yüzünden bir Arap'ı öldürür.

Meursault, bu cinayeti güneşin bunaltıcı sıcağı yüzünden işlediğini söyler.

Romanın ikinci bölümü Meursault'nun yargılanma sürecine odaklanır.

Duruşma sırasında, işlediği cinayetten çok annesinin cenazesindeki kayıtsızlığı yargılanır.

Savcı, onu kalpsiz ve toplum için bir tehlike olarak resmeder.

Meursault, toplumun ikiyüzlü ahlaki kurallarına uymadığı için dışlanır.

İdam cezasına çarptırılır.

Hapishanede, dünyanın anlamsızlığını ve "absürd" (saçma) doğasını kabul eder.

Ölümü beklerken, dünyanın "kardeşçe" kayıtsızlığıyla kendini ilk kez mutlu hisseder.

Kitap, bireyin topluma ve evrene yabancılaşmasının güçlü bir portresidir.